Masumiyet Müzesi

Masumiyet Müzesi, takıntılı bir aşkın, hafızanın ve eşya ile duygular arasındaki gizemli ilişkinin izini süren, İstanbul’un sokakları kadar insan ruhunun da derinliklerinde dolaşan bir romanıdır. Varlıklı bir adam olan Kemal, uzak akrabası Füsun’a duyduğu saplantılı aşkla hem kendi hayatını hem de geçmişini bir tür müzeye dönüştürür. Her nesne, her anı, onun için zamanın donduğu bir hatıraya dönüşürken, Orhan Pamuk bu takıntılı birikimi, bireysel bir aşk hikâyesinden toplumsal belleğe uzanan metaforik bir düzleme taşır. Masumiyet Müzesi, sevmenin, kaybetmenin ve hatırlamanın romanıdır — bir aşkın değil, bir dönemin ve bir şehrin hafızasıdır adeta.